Dijital Pazarlamaya Giriş
- Yazarlarımız
- Ocak 6, 2019
- 362
Endüstri 4.0 raporu, 2012 yılında Robert Bosch GmbH ve Henning Kagermann çalışma grubu tarafından oluşturulup, 2013 yılında Alman Federal Hükümeti’ne sunulmuş, o tarihten bugüne kadar da sayısız makalelerde bahsi geçmiş, hepimiz tarafından en azından bir kere telaffuz edilmiştir. Endüstri 4.0 ile hayatımız ve terminolojimize hep çok yeni bilgi ve kelime dahil olmuş, pek çoğumuzun üretim altyapımızı “şimdilik” daha verimli hale getirmese de, bizi bulunduğumuz ortamlarda artık daha sofistike sohbetler yapabilir hale getirmiştir. Büyük veri, nesnelerin interneti, bulut çözümleri, 3 boyutlu yazıcılar, birbirleriyle iletişim kurabilen cihazlar, yazılım çözümleri, zenginleştirilmiş gerçeklik, artan siber güvenlik çözümleri ve daha niceleri. Kimimiz konu hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmaya çalışırken, firmalarında mümkün mertebe uygulamaya çalışanlarla beraber, 5.0 çıksın ona geçeriz diyenler dahi olmuştur.
Bununla beraber aslında Endüstri 4.0’ın hepimizin gündelik hayatını etkilemeye başlayalı çok uzun zaman olduğunu da göz ardı etmemek gerekir. Endüstri 4.0 ile beraber gelen farklı akımlardan biri de dijitalleşmedir. Dijitalleşmeyi geleceğin üretiminin anahtarı olarak kabul etmek hiç de yanlış bir bakış açısı olmayacaktır. Bununla beraber dijitalleşmenin hayatımızı her anlamda penetre ettiğini de kabul etmemiz gerekir. Mesela bugün hemen hemen hepimiz için paranın dijital bir hale geldiğini söyleyebiliriz. Tıpkı dijitalleşen ticari ve/veya bireysel ilişkiler gibi.
Bu uzun girizgahtan sonra dijitalleşmenin sosyal yönünün iş ve özel hayatımıza ne derece etki ettiği konusunda biraz değinmek isterim. Öncelikli olarak isterseniz rakamlarla internet verilerine hızlı bir şekilde göz atalım. 2019 yılı itibariyle dünyadaki 7,59 milyar insanın, 4,1 milyarının internet erişimi olup, mevcut 1,94 milyar internet sitesi üzerinde siber seyahatler yapmakta. 1995 yılında dünyanın sadece %1’inin internete erişimi varken, bugün dünyanın %40’ının internet erişimi bulunduğunu söylediğimde, dijitalleşmenin ne kadar hızlı bir şekilde hayatımıza girdiğini görmek çok daha kolay olacaktır. Bu 4,1 milyar internet kullanıcısı, günde 7 milyar Google araması gerçekleştirmekte, ve yine bu 4,1 milyar kullanıcının 2,77 milyarı günde ortalama 2 saat 15 dakika sosyal medya hesapları kullanmakta ve günlük ortalama 40 milyar mesaj gönderilmektedir. Sanıyorum bu son birkaç satırda vermiş olduğum rakamlar, internet ve sosyal medya platformlarının ne kadar devasa boyutlara ulaştığını tahayyül etmek konusunda yardımcı olacaktır.
Şimdi biraz da işletmeler açısından bakalım rakamlara; işletmeler bu büyük dünyanın neresinde ve nimetlerinden ne kadar faydalanabiliyor? Tekrar rakamlarla konuşmak gerekirse, hali hazırda B2B’ler için dünyanın en büyük ticari platformu LinkedIn’in 500 milyon aktif kullanıcısı bulunmakta. Bunun dışında işletmelerin kullanmakta olduğu diğer mecralar olan Facebook’un 2,27 milyar, YouTube’un 1,3 milyar, Instagram’ın 1 milyar, Twitter’in 336 milyon ve SlideShare’in 70 milyon aktif kullanıcısı bulunmakta. Bir diğer bilgi olarak B2B’lerin %82’si LinkedIn, %66’sı Twitter, %64’ü YouTube, %41’i Facebook ve %38’i SlideShare kullanmaktadır. Facebook’un 2019 yılı itibariyle video reklamlarını, videoların başında göstermeyi planladığını söyleyecek olursak, bu platformların işletmelere de ne kadar önem verdiğini ifade etmiş oluruz.
İşletmelerin 2019 yılı içerisinde sosyal medya içerik ve reklamları harcamalarının 240 milyar Amerikan Dolarını bulacağı öngörülmekte. Bu da son yıllarda, sosyal medyanın bireylerin yanı sıra, işletmeler için de ne kadar önemli bir hale geldiğini göstermektedir. Peki sosyal medya işletmeler için neden bu kadar önemli bir hale geldi, neden bu kadar önemli bütçeler ayrılıyor ve işletmeler bundan ne gibi faydalar sağlayabiliyorlar, maddeler halinde bunları inceleyelim.
- Marka bilinirliğinin artırılması. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere, hali hazırda dünya nüfusunun yarısına yakın bir oranının internet erişimi bulunmakta. Dolayısıyla bu platform üzerinden yapılacak olan bir paylaşımla yaratılacak olan etkileşimin ne kadar hızlı olabileceğini tahmin etmek çok zor olmasa gerek. Bunu iki basit örnekle açıklamak gerekirse, Instagram kullanıcılarının %60’ı, yeni marka ve ürünlerle tanışmalarının bu mecra üzerinden olduğunu dile getirmektedir. Nusr-in başarılı sahibi Nusret Gökçe’nin de sosyal medya üzerinde nasıl bir fenomen haline geldiğine hepimiz anbean şahit olduk sanırım.
- Son kullanıcı etkileşiminin sağlanması. İngiltere merkezli Trinity Mirror Solutions firmasının yapmış olduğu bir araştırmaya göre, kullanıcıların yarısından çoğunun firmaya olan güveninin, firmanın vermiş olduğu sözleri tuttuğuna dair gerçek zamanlı bir paylaşım gördükten sonra sağlandığını gözler önüne sermiştir. Bunun haricinde müşteri veya potansiyel müşteriler, firmaların sadece üründen ibaret olmadığını, aynı zamanda sosyal bir kuruluş olmadığını en iyi şekilde sosyal medya üzerinden görebilmektedir. dolayısı ile, sosyal medya mecralar, mevcut müşterilerinizin ürünlerinizden ne kadar mutlu olduğunu göstermek, aynı zamanda firmanın sosyal yanlarını da ön plana çıkarmak için son derece önemli bir araç haline gelmiştir.
- İnsanların aklında kalın! Sosyal medya kullanıcıları, hesaplarını günde en az bir kere kontrol etmektedirler. Pek çoğu ise bunu günde birkaç kere yapmaktadır. Sizce de burada yer alan bir içerik, sizi hatırlamaları için etkili bir araç olmayacak mıdır?
- Web sitenizi daha çekici hale getirilmesi. Özellikle potansiyel müşterileriniz, sosyal medya üzerinden yapacağınız paylaşımlardan sonra, internet sitenizi ziyaret edip, işletmeniz hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak isteyebilirler. Burada ürünleriniz hakkında daha detaylı bilgi sahibi olabilirler, firmanızı daha yakından tanıyabilirler. Bunun haricinde internet sitenizin trafiğinin artırılması, internet arama sonuçlarında üst sıralarda çıkmanızda yardımcı olacaktır. Sosyal medya üzerinden sıkça paylaşıldığı üzere, bir cesedi saklamak için en güvenli yer, Google aramaların ikinci sayfasıdır!
- Müşteri ve rakiplerinizi tanıyın. Müşteri ve potansiyel müşterileriniz sizi ve işletmenizi bu mecralar üzerinden tanıyabileceği gibi, siz de onları aynı mecra üzerinden tanıyabilir, daha doğru ürün ve çözümler üretebilirsiniz. Ayrıca unutmayın ki, hedef kitlenizi yanı sıra rakiplerinizi de aynı mecralar üzerinden tanıyabilirsiniz!
- Mutlu son. Yukarıda sıraladığımız etkileşimi sağladığınız zaman, bunun başarıya ve dolayısıyla paraya dönüşmesini görmek çok da uzun bir zaman almayacaktır!
Şimdi burası çok önemli; sizinle sosyal medya üzerinde başarının üç altın kuralını paylaşacağım;
- Süreklilik,
- Süreklilik,
- Süreklilik,
Evet, pek çok diğer konuda olduğu gibi, sosyal medya mecraları üzerinde de başarılı olmak için bu üç altın kuralı eksiksiz bir şekilde uygulamamız gerekiyor. Ne yazık ki sabırsızlık toplumumuzun fıtratında var. Yapılan bir fuar katılımının hemen işe dönüşmesini beklemek ne kadar anlamsızsa, sosyal medya üzerinden yapılan birkaç paylaşımın da başarıya dönüşmesini beklemek bir o kadar anlamsızdır. Bu nedenle doğru içerik ile, doğru kanallar üzerinden, düzenli paylaşım yapmak çok önemlidir. Bu üç altın kural dışında önemli olan konular da var tabi ki. Öncelikli olarak planlı olmak gerekiyor. Sosyal medya mecralarını kullanan her dört işletmeden birinin, bir sosyal medya pazarlama planı bulunmamakta. Plansız paylaşımları, rotasız bir uçağa benzetebiliriz. Bir hedefi olmadan, yakıtı yettiği sürece, havada kalmaya devam edecektir.
İnsanlar artık görselliğe, içerik kadar önem vermekte. Bu nedenle görsel olarak zengin bir şekilde hazırlanan içerik, her zaman daha dikkat çekici ve daha akılda kalıcı olacaktır. Başarılı bir görsel, bin kelimeden daha fazla şey anlatabilir. Eminim sizler de sosyal medya hesaplarınızda gezinirken, güzel bir görselin altında yazan içeriği, herhangi bir içerikten daha fazla merak ediyorsunuzdur. Tabi ki, zengin görselin içerisinde hedef kitlenize vermek istediğiniz mesaja yer ayırmayı da unutmamakta fayda var.
Bunu dışında yapılan paylaşımların sağladığı etkileşimi ve takipçilerinizden gelen geri bildirimler ölçmekte de fayda var. Daha sonrasında yapacağınız her paylaşımı bu doğrultuda yapıp, daha başarılı, daha verimli bir hale getirebilirsiniz.
Sosyal medya mecraları, izlenebilir ve ölçümlenebilir mecralardır. Mesela; Facebook kullanıcılarının %60’ının kadın, Twitter kullanıcılarının yaş ortalamasının 28, Instagram kullanıcı yaş aralığının 18-29 olduğu gibi bilgilere rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Bu tip verileri kullanarak sosyal medya planlamanızı bu şekilde yapabilirsiniz. Aynı zamanda burada yapacağınız paylaşımlara da hedeflemeler koyup, doğru kitlelere ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Mesela, yurt dışında yapacağınız bir fuar katılımı öncesinde, Facebook üzerinden yapacağınız bir bilgilendirme paylaşımında, “HVAC” veya “mühendislik” anahtar kelimelerini kullandığınız zaman, yapacağınız gönderi, kişisel bilgileri arasında bu kelimeler yer alan kitleye ulaşacaktır.
Son olarak, bu konuda başarıya ulaşmak için öyle geniş kadrolara ve pahalı ekipmanlara ihtiyaç olmadığını belirtmekte fayda var. İşin nitelik ve niceliğine bağlı olarak, doğru bir ajans ile yapılacak bir çalışma da son derece verimli olacaktır. Bu konuda da tercihin doğru bir şekilde yapılması çok önemli tabi. Etkinlik ajansından görsel, dijital ajanstan içerik beklemek, süreci uzatacağı gibi, beklenen etkileşimi sağlamakta da yetersiz kalacaktır.
Yayımlanan bu ilk yazımda ifadelerimde sürç-i; araştırmalarımda seach-i lisan ettiysem buradan affınıza sığınıyorum.
Gününüz şen geçsin.